25 Mart 2015 Çarşamba

Cinayet Saati / Attila İlhan

Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi 
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu 
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi 
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu 

Deli cafer ismail tayfur ve şaşı 
Maktulün onbeş yıllık arkadaşı 
Üçü kamarot öteki aşçıbaşı 
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi 

Cinayeti kör bir balıkçı gördü 
Ben gördüm kulaklarım gördü 
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü 
Hiçbiriniz orada yoktunuz 

Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu 
On üç damla gözyaşını saydım 
Allahına kitabına sövüp saydım 
Şafak nabız gibi atıyordu 
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım 
Hiçbiriniz orada yoktunuz 

Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi 
Polis kaatilleri arıyordu 
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı 
Üzerime yüklediler bu işi 
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım 
Vapuru onlar vurdu ben vurmadım 
Cinayeti kör bir balıkçı gördü 

Ben vursam kendimi vuracaktım

15 Mart 2015 Pazar

Sevgi Duvarı / Can Yücel















Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa 
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi 
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür 
Salonlar piyasalar sanat sevicileri 
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni 
Yakanda bir amonyak çiçeği 
Yalnızlığım benim sidikli kontesim 
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi 

Kumkapı meyhanelerine dadandık 
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi 
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar 
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi 
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri 
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni 
Yalnızlığım benim süpürge saçlım 
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi 

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak 
Bol çelik bol yıldız bol insan 
Bir gece Sevgi Duvarını aştık 
Dustuğum yer öyle açık seçik ki 
Başucumda bi sen varsın bi de evren 
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi 
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim 
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi