31 Temmuz 2010 Cumartesi

Delikanlım / N.Hikmet

Delikanlım!.
İyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..

Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar kadar güzel,
korkunç,
kudretli
ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.

Delikanlım!.
Sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
onları göremezsin bir daha
Delikanlım!.
Belki beni anladın,
belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.

Sevmek mükemmel iş delikanlım.
Sev bakalım...
Mademki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeeeev
sevebildiğin kadar...

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Aşk İki Kişiliktir / A.Behramoğlu

Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır denizde yolunu  gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk, iki kişiliktir

Avutmaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

23 Temmuz 2010 Cuma

Rubailer 1.Bölüm-6 / Nazım Hikmet

Öptü beni: «- Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır, » - dedi.

«Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır, » - dedi.

«İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde:

«körler onları görmese de, yıldızlar vardır, » - dedi...

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Arkadaş / Sait Faik

Bugünlerde bir akşam, şehrin aynalı gazinosuna
ve aynaların içine
Selim-i salis gibi oturacağım
Önümde rakı… dışarıda akşam, akıntı, kayıklar
ve gelip geçen…
Meyhanenin kapısından, iki elini gözüne siper
edip bakan birisi:
“Bu herif aşık” diyecek.
Saçları perişan, dudakları mürekkepli, hali ben-
cileyin serseri bir kızı
Büyük bir sandal
-Akıntının içinden çekip-
Rakı kadehimle benim arama bırakacak.

Diyeceğim:
“Bu akşam değil bir başka akşam seni alıp bir
kocaman şehre götüreceğim
“O şehirde toprak çoktan patlamıştır;
“Yıkılmıştır bildiklerim;
“Kocaman cepheleriyle borsalar, saraylar, kimbi-
ir belki de mahkemeler, zindanlar…
“Masaldır artık
“Onların kahramanlığı, onların merhameti, on-
ların fazileti…

Ezanlar, mevlutlar, harbler, taburlarla kahra-
manlar…
Kafam alkolsüz, ellerim kelepçesiz.
Seni bir akşamüstü, Sotiraki’nin gazinosundan
Rakı kadehimle benim aramdan alıp
Altın akşamların sarı çocukların tırmandığı
Kuşların öttüğü ve yemişlerin yendiği
Hudutsuz ve çitsiz
Kümessiz ve evsiz
Hasılı numarasız
Bir memlekete götüreceğim.
İstasyondan iner inmez
Seni metrolar başka beni başka tarafa götürsün.
Zararı yok!

Yalnız gine böyle kumral akşam üstleri
Yapayalnız kaldığım kasım akşamları
Buruşuk manton, dağınık saçların; mürekkepli
ağzın ve hemşire
Çehrenle
-Ayaklarını bir sandalyeye dayayıp-
Bana iki satır bir şey söyleyeceksin:
“Bugün ne yaptın, çalıştın mı?”
İstersen sonra kalkar, gezmeye gidersin
Bensiz…
Sen bilirsin.

Not:
Sanırım 1984 yılıydı, İzmir'de İnciraltı'nda, tahta iskele üzerinde tahta masaların birinde oturup durmadan bu şiiri okumuştuk.
1987 'de doğum günümde sahaf arkadaşımız bu şiirin de yer aldığı kitabı hediye etmişti. 1958 yılı basımı, sarı, toz içinde.
Aynı yıl sonu yeni baskısını bulup kitaplığımıza koydum.
Ne zaman darda kalsam okurum, o yalın anlatım beni derinden etkiler.

EFKARİSAMİMİNET YAYINCILIK

EFKARİSAMİMİNET YAYINCILIK

15 Temmuz 2010 Perşembe

Zamanın İzdüşümü: Anlatıcının İlk Notu

"Bu şehre ilk geldiğimde günler geçmek bilmezdi. Şehir benden uzak, ben şehre yabancı yaşardım. Ne de olsa daha büyük şehirlerle nişanlanmıştık..."

8 Temmuz 2010 Perşembe

Böyle Başladı - Aslı Melek

Bu yıl yaz böyle başladı
hep yağmur
en uzun gecesinde bile haziranın
her yer çamur
her yer sele teslim
...