14 Temmuz 2012 Cumartesi

Bursa'da Zaman / A. Hamdi Tanpınar

Bursa'da eski bir cami avlusu, 
Küçük sadirvanda şakırdayan su. 
Orhan zamanından kalma bir duvar... 
Onunla bir yasta ihtiyar çınar 
Eliyor dört yana sakin bir günü. 
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü 
İçinde gülüyor bana derinden. 
Yüzlerce çesmenin serinliğinden 
Ovanın yeşili göğün mavisi 
Ve mimarilerin en ilahisi. 

Bir zafer müjdesi burda her isim: 
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim 
Yaşiyor sihrini geçmis zamanın 
Hala bu taşlarda gülen rüyanin 
Güvercin bakışlı sesszilik bile 
Çinliyor bir sonsuz devam vehmiyle. 
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası, 
Muradiye, sabrın acı meyvası, 
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, 
Türbeler, camileri eski bahçeler, 
Şanlı hikayesi binlerce erin 
Sesi nabzim olmuş hengamelerin 
Nakleder yadini gelen geçene. 

Bu hayalde uyur Bursa her gece, 
Her şafak onunla uyanır, güler 
Gümüş aydınlıkta serviler, güller 
Serin hülyasıyla çesmelerinin. 
Başındayım sanki bir mucizenin, 
Su sesi ve kanat şakırtısından 
Billur bir avize Bursa'da zaman, 

Yeşil Türbesini gezdik dün akşam, 
Duyduk Bir musikî gibi zamandan 
Çinilere sinmiş Kur'an sesini. 
Fetih günlerinin saf nesesini 
Aydınlanmış buldum tebessümünle. 

İsterdim bu eski yerde seninle 
Başbaşa uyumak son uykumuzu, 
Bu hayal içinde... ve ufkumuzu 
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, 
Havayı dolduran uhrevi ahenk. 
Bir ilah uykusu olur elbette 
Ölüm bu tılsımlı ebediyette 
Belki de rüyası büyük cetlerin, 

Beyaz bahçesinde su seslerinin. 

Bursa seyahatimden dönerken güneş batımında Tanpınar'ı anmamak mümkün değil!

Hiç yorum yok: